Sürdürülebilirlik Performansı
Ölçülebilen performans iyileştirilebilir. Çevresel, sosyal ve yönetişime ilişkin kritik performans sonuçlarının paylaşılması, şirketin sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik attığı adımları gösterir. Böylelikle, diğer paydaşların şirketin sürdürülebilir değer yaratmasına dair duyduğu güven artar. Bunun yanı sıra sonuçları paylaşmak, diğer şirketlerle karşılaştırmalı değerlendirme yapma fırsatı oluşturarak öğrenme hızını artırır.
Hem şirket hem de şirketin paydaşları için şeffaflık, hesap verebilirliği beraberinde getirir. Çevresel, sosyal ve yönetişim ile ilgili sonuçların daha şeffaf raporlanması, şirketin sürdürülebilirlik konusunda gösterdiği faaliyetleri daha iyi paylaşmasını ve böylelikle şirkete duyulan güveni artırır. Bu da paydaşları, sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulunmaya teşvik eder. İklim değişikliği gibi sürdürülebilirlikle ilgili önemli sorunları ele almak için birçok paydaş grubunun uzun vadede iş birliği halinde olması gerekir. Bu iş birliğinin etkili ve uzun ömürlü olması için de paydaşlar arasında güvenin temini esastır.
Önemlilik analizi, şirketlere yaptıkları iş için en kritik olan ekonomik, çevresel ve sosyal konulara ilişkin yönetişimi gerçekleştirerek, sürdürülebilirlik çalışmalarında önceliklendirme olanağı sunmanın yanı sıra, şirketlerin sürdürülebilirlik raporlama sistemleri ve paydaşlarla kurdukları iletişim için de bir çatı görevi görür. Performans açısından önemli konular zaman içinde değişim gösterir. Bu nedenle paydaşlarla sürekli etkileşim içinde olarak önemlilik analizinin dönemsel olarak değerlendirilmesi, şirketlerin hem uzun hem de kısa vadede performansları ve paydaşları için kritik sürdürülebilirlik çalışmalarına odaklanması için büyük önem taşır.
Sürdürülebilirlikte Bütünsel Yaklaşım
Sürdürülebilirlik Yönetişim Karnesi© sürdürülebilirlik performansını bütünsel bir yaklaşımla ele alır. Politikaları, önceliklendirilen konular ve paylaşılan sonuçların çevre, sosyal konular, yolsuzlukla mücadele gibi alanları, tedarik zincirini, ürün yaşam döngüsünü, tüm paydaş gruplarını, şirket organizasyonunun tüm seviyelerini ve tüm coğrafyaları kapsaması gibi çok yönlü olarak değerlendirir. Sürdürülebilirlik Yönetişim Karnesi, kilit performans göstergeleri bazında sürdürülebilirlik performansının kapsamını değerlendirir. Ayrıca, farklı çevresel, sosyal ve yönetişim kategorileri bazında politikaların, kilit performans göstergelerinin ve hedeflerin belirlenmesini, sonuçların paylaşılmasını ve ilgili sonuçların değerlendirilmesi inceleniyor.
Öneriler
- 1Ekonomik, çevresel, sosyal konular ve bu konuların yönetişimi ile ilgili kilit performans göstergeleri ve SMART (spesifik, ölçülebilir, kabul edilen, gerçekçi, zamana bağlı) hedefler belirleyin, gelişimi takip etmek için sonuçları gözden geçirin, raporlayın.
- 2Sürdürülebilirlik konusunda gelişim göstermek için sonuçları ve uygulamalarınızı paylaşın.
- 3Sürdürülebilirlik performansı yaklaşımınızda tüm çalışanları, coğrafyaları ve tedarik zincirini kapsayın.
- 4Maddi olmayan kavramları (şirket kültürü, insan kaynakları, çeşitlilik, kapsayıcılık vb.) ölçmek için güvenilir ve tutarlı göstergeler geliştirin.
- 5Entegre bir raporlama çerçevesi geliştirmek (sürdürülebilirlik veri, metodoloji ve ölçütlerinin standart hâle getirmek) için iş birliği yapın.
- 6Ölçütlerin değeri ve karar verme süreçlerine yararı hakkında geri bildirim yapın.
- 7Şirket ve paydaşları için önemli olan ekonomik, çevresel, sosyal boyutlar ve bu boyutların yönetişimi ile ilgili konuları tanımlayın ve önceliklendirin.
- 8Önemlilik matrisi paylaşın.
- 9Önemli konularda paydaşlarla iletişim kurarken raporlamayı bir şeffaflık aracı olarak kullanın.
Bulgular
Önemlilik
Küresel Raporlama Girişimi (GRI) yönergelerine göre ‘önemli konular’, genel anlamda bir kuruluşun kendisi, paydaşları ve bulunduğu toplumun geneli için ekonomik, çevresel ve toplumsal değer yaratma, bu değerleri koruma ve sürdürme kabiliyetini etkileyen unsurlardır. Yatırımcılar, portföylerindeki şirketlerin finansal performansı ile, çevresel, sosyal ve yönetişimle ilgili konulara sürdürülebilirlik açısından planlı ve kararlı bir yaklaşım benimsemesini ve bunu açıkça göstermesine gün geçtikçe daha çok dikkat etmektedir.
Sınıfında en iyi şirketler, çevresel, sosyal ve yönetişim konularının göreceli olarak, önemi hakkında bilgi edinmek ve sürdürülebilirlik çalışmalarında maksimum etki sağlayacakları alanları önceliklendirerek bu alanlara yönelmek adına önemlilik analizine başvurmaktadır.
- Şirketlerin %89’u önemli ekonomik, çevresel, sosyal konuları ve bu konuların yönetişimini; %90’u ise önemli konuları seçme sürecini paylaşıyor. Tüketim Ürünleri sektöründeki tüm şirketler ve Doğal Kaynaklar sektöründeki şirketlerin %95’inden fazlası önemli konularını ve bu konuları seçme sürecini paylaşıyor.
- Şirketlerin %79’u şirket için önemli konuların değerlendirmesini, %72’si paydaş için önemli konuların değerlendirmesini paylaşıyor. 2020 Sürdürülebilirlik Yönetişim Karnesi’ne göre paydaşlar için önemli konuların paylaşılmasında %19 oranında bir artış gerçekleşti.
- Almanya ve Çin şirketleri önemli konuların paylaşımında ön sıralarda yer alıyorlar. Yine de, tüm ülkeler için önemlilik matrisinin paylaşımında gelişim potansiyeli mevcut.
- Örneklemimizdeki şirketlerin yalnızca yarısı önemlilik matrisi paylaşmakta. Gelişime açık olan bu alanda, önemlilik matrisi paylaşan sektörlerde ilk sırada Kimya (%78), son sırada ise İlaç sektörü geliyor (%33).
- Önemli konular içinde ilk sırada İklim değişikliği geliyor (%83). Bu alanı, İş sağlığı ve güvenliği (%72) ve Yetenek geliştirme (%70) takip ediyor. Ülke bazında baktığımızda ise İklim değişikliği en çok Çin ve Alman şirketleri tarafından önemli olarak belirtilirken, Enerji, Teknoloji ve İnovasyon konuları göreceli olarak en çok Çin şirketleri tarafından belirtilmiştir.
- İklim değişikliği, Atık ve İnsan hakları konuları, Tüketim Ürünleri sektöründeki tüm şirketler tarafından önemli olarak belirlenmiştir. Bu sektörü, İklim değişikliği ve Atıklar konusunu önemli olarak belirleyen Doğal Kaynaklar sektöründeki şirketler takip ediyor (%90’dan fazla oranla).
- Tüketim Ürünleri ve Doğal Kaynaklar sektöründeki şirketlerin %85’inden fazlası tarafından İş sağlığı ve güvenliği önemli konular arasında belirtilmiştir.
- Ekonomik alandaki önemli konuların belirlenmesinde tüm şirketler için gelişim fırsatı mevcut.
- Küresel inisiyatiflerden birini benimseyen şirketler, hem önemli konuları paylaşıyor hem de nasıl belirlendiğini paylaşıyor (%94’ten fazlası).
- İnsan hakları konusu, şirketlerin %90’undan fazlası tarafından önemli olarak belirlenmiştir (Herhangi bir inisiyatif benimsemeyen şirketlerin ise önemli konular arasında insan haklarına yer verenlerin oranı %75).
- İklim değişikliği, şirketlerin %80’inden fazlası tarafından önemli olarak belirlenmiştir.
- UNGC şirketlerinde önemli konular arasında en çok belirtilenler İş sağlığı ve güvenliği ile Yetenek geliştirme (%80’den fazla).
İklim değişikliği önemli konular arasında ilk sırada yer alıyor (%83), aynı zamanda bütünsel olarak raporlamada da en çok benimseniyor (%75).
Sürdürülebilirlik Performansı
Küresel Sürdürülebilirlik Liderleri; çevresel, sosyal ve yönetişim ile ilgili konuları, şirket politikaları, kilit performans göstergeleri ve sonuçlarına başarıyla entegre etmesine rağmen hâlâ gelişime açık alanlar mevcut. Araştırmamızda şirketlerin çevresel, sosyal ve yönetişim ile ilgili belirli kategorilere yönelik şirket politikası, kilit performans göstergesi, hedef, sonuç paylaşımı ve sonuç değerlendirmesi ortaya koyup koymadığını değerlendirdik. Bulgularımıza göre Küresel Sürdürülebilirlik Liderleri’nin %81’i çevresel, %68’i sosyal, %84’ü ise yönetişim ile ilgili konularda düzenli raporlama yapmaktadır.
- Çevre ile ilgili en tutarlı raporlanan konu İklim Değişikliği. Bununla birlikte, Sorumlu kaynak kullanımı, Tehlikeli maddeler ve Biyoçeşitlilik konularının daha tutarlı bir biçimde raporlanması için ciddi ilerleme kaydedilmesi gerekiyor.
- Atık ve paketleme, 2020 Sürdürülebilirlik Yönetişim Karnesi’ne kıyasla tutarlı raporlama açısından en çok gelişim gösterilen alan.
- Uyum, Ürün tasarımı ve güvenliği, Tehlikeli maddeler, Biyoçeşitlilik, Sorumlu tedarik alanlarında politikalar ve belirlenen hedefler arasındaki açık fazla (%50’den fazla).
- Sosyal sürdürülebilirlik performansını tutarlı olarak raporlayan şirketler, genelde İş sağlığı ve güvenliği alanındaki ölçütlere odaklanıyor. Neredeyse tüm şirketlerin Çeşitlilik ve kapsayıcılık, Yetkinlik geliştirme ve Çalışan refahı konularında politikaları ve sonuç paylaşımları olmasına rağmen, bu kategorilerde hedef belirleme noktasında daha fazla ilerleme kaydedilebilir.
- Veri güvenliği ve Müşteri gizliliği politikaları, tüm şirketler tarafından belirlenmiş, fakat bu konularda hedef belirleme, sonuç paylaşımı ve sonuçların değerlendirilmesi oranında gelişim potansiyeli bulunuyor.
- Yönetişim ile ilgili alanlarda hedef belirleme ve sonuç değerlendirme açısından gelişime açık noktalar mevcut. Şirketlerin %69’u Yönetici ücret ve primleri, %33’ü Yönetim kurulunda çeşitlilik, yalnızca %10’u ise Uyumluluk (etik, yolsuzlukla mücadele vb.) alanlarında düzenli raporlama yapmakta.
SMART Hedefler Belirlenmesi
- Kimya ve Gıda sektörlerindeki şirketlerin %90’dan fazlası çevre ile ilgili hedefler belirliyor. Otomotiv (%69) ve Telekom (%62) hedef belirlemede en düşük oranlara sahip. Almanya, İngiltere ve Amerika’daki şirketlerin %90’ından fazlası, Güney Afrika’daki şirketlerin %70’inden fazlası çevre ile ilgili hedeflerini açıklamakta. En düşük oran ise Çin şirketlerine ait (%38).
- Örneklemimizde Kimya, Tüketim Ürünleri ve Gıda sektörlerindeki şirketlerin %85’inden fazlası çevre ile ilgili hedeflerini raporlarken hedef, kapsam ve derinlik belirlemekteler. Söz konusu şirketlerin %75’inden fazlası, bu belirleme sürecini 3’ten fazla alanda gerçekleştiriyor.
- İklim Değişikliği, hedef belirlemede en ön sırada yer alıyor:
- Kimya, Gıda ve Doğal Kaynaklarda bu hedef en yüksek oranda belirlenmiş (%80’den fazla).
- Almanya, Amerika ve İngiltere’de bu hedef en yüksek oranda belirlenmiş (%90’dan fazla).
- Çin şirketleri İklim değişikliği hedefinin belirlenmesinde gelişim göstermeli (%38).
- SASB raporlaması yapan şirketlerin %97’si, GRI raporlaması yapanların %88’i, benzer şekilde UNGC imzacısı şirketlerin %88’i ve <IR> raporlaması yapanların %71’i bu hedefi belirliyor.
- Enerji alanında en çok Tüketim Ürünleri ve Kimya sektörü hedef belirlemekle birlikte diğer tüm sektörlerde ve ülkelerde bu hedef ortalama olarak paylaşılıyor. Amerikan ve Alman şirketleri, SASB raporlaması yapan ve UNGC imzacısı şirketler hedef belirlemede ön sırada yer alıyor.
- Kimya ve Gıda sektöründeki şirketlerin %75’ten fazlası su ile ilgili hedef belirliyor. Bu oran Amerikan şirketlerinde en yüksek, Çin şirketlerinde ise en düşük seviyede.
- Atık ve Paketleme konusunda hedef belirleyen şirketler en çok Gıda ve Tüketim Ürünlerinde sektörlerinde (%85’ten fazlası).
- Atık malzemeler, Biyoçeşitlilik ve Sorumlu tedarik konusunda tüm ülkelerde hedef belirleme oranı düşük. Sorumlu tedarik (%68) ve Kimya & Atık malzemeler (%44) konularında hedef belirlemede Alman şirketler ön sırada yer alıyor.
- Sorumlu tedarik alanında hedef belirlemede ilk sıralarda Kimya sektörü (%61), Tüketim Ürünleri (%62) ve Gıda (%64) yer alıyor.
- SASB raporlaması yapan tüm şirketler çevresel konularda hedef belirliyorlar. SASB şirketlerini UNGC (%95), GRI (%91) ve <IR> (%81) şirketleri takip ediyor. Herhangi bir inisiyatif benimsemeyen şirketlerde çevresel konularda hedef belirleme oranı en düşük seviyede (%61).
- Çevresel alanda hedef belirlemede SASB raporlaması yapan şirketler en ön sırada yer alıyor.
- Alman şirketlerin tümü sosyal konularda hedef belirliyor. Alman şirketleri, İngiliz ve Amerikan şirketleri takip ediyor (%75’ten fazla).
- Doğal Kaynaklar sektöründeki şirketlerin %80’i, Otomotiv şirketlerinin %54’ü ve Enerji Hizmetleri sektöründeki şirketlerin %56’sı sosyal konularda hedef belirliyor.
- Sosyal konularda hedef belirlemede SASB raporlayan ve UNGC imzacısı şirketler ön sıralarda yer alıyor (ikisi de %80’den fazla).
- İş sağlığı ve güvenliği, Çeşitlilik ve kapsayıcılık alanlarında Alman şirketler diğer alanlara kıyasla daha yüksek oranda hedef belirliyor (%90’dan fazla).
- İş sağlığı ve güvenliği:
- En yüksek olan ülkeler Almanya (%92), Amerika (%63) ve Güney Afrika (%58). En düşük olduğu ülke ise Hindistan (%29).
- En yüksek olan sektörler Doğal Kaynaklar (%77), Kimya (%67), Makine & Ekipman (%63) ve Gıda (%59).
- UNGC imzacısı şirketlerin %72’si İş sağlığı ve güvenliği hedefleri belirliyor.
- Çeşitlilik & Kapsayıcılık:
- Otomotiv, Makine & Ekipman ve Telekom sektörlerindeki şirketlerin %50’sinden fazlası bu alanda hedef belirliyor.
- Alman şirketlerin %92’sinden fazlası bu alanda hedef belirliyor.
- Hedef belirlemede en düşük seviyede olan ülkeler Türkiye, Hindistan, Çin, İngiltere ve ABD.
- Küresel inisiyatiflerden en az birini benimseyen şirketler bu alanda ön sıralarda yer alıyor.
- Ürün tasarımı ve portföyü konusunda Alman şirketleri yüksek oranda hedef belirliyor.
- Veri güvenliği ve Müşteri gizliliğinde tüm kategorilerde hedef belirleme oranı düşük.
- Tüm İngiltere ve Güney Afrika şirketleri yönetişim hedefi belirliyor. Amerikan (%98) ve Alman (%96) şirketlerin neredeyse hepsi yönetişim hedefi belirliyor. Çin ise bu alanda en yüksek gelişim potansiyeli bulunan ülke.
- Kapsayıcılık oranı %90’ın üzerinde olan sektörler Tüketim Ürünleri, Gıda, Makine & Ekipman, İlaç ve Perakende. Kapsayıcılığın en düşük olduğu ülke ise Otomotiv (%54).
- SASB raporlaması yapan tüm şirketler yönetişim hedefi belirliyor. <IR> raporlaması yapan ve UNGC imzacısı olan şirketlerin %95’ten fazlası, GRI şirketlerinin ise %90’dan fazlası yönetişim hedefi belirliyor. İnisiyatiflerden en az birini benimsemiş olan şirketler yönetişim hedefi belirlemede daha ön sırada yer alıyor.
- Yönetim kurulu çeşitliliğiyle ilgili hedef belirlemede en üst sırada Almanya ve İngiltere şirketleri yer alıyor (%80’den fazla). En düşük oran ise Otomotiv sektöründe (%31). İnitisiyatiflerden birinin benimsenmesi, bu alanda ayrıştırıcı bir özellik sergilemiyor.
- Yönetici ücret ve primlerini açıklama oranı Amerika, İngiltere ve Güney Afrika’da %90’ın üstündeyken; Hindistan ve Türkiye’de bu hedef mevcut değil. Telekom ve Otomotiv sektörleri, gelişime açık en çok noktanın bulunduğu sektörler olarak öne çıkmakta. Ayrıca SASB ve <IR> raporlaması yapan şirketler en iyi performans gösterenler(%90’dan fazla).
- Tüm ülkelerde, sektörlerde ve inisiyatiflerde en düşük hedef belirleme oranı uyum alanında. Uyum konusunda hedef belirlemede ilk sırada gelen ülke ise Almanya (%56).
Sürdürülebilirlik Sorumluluğu
Sürdürülebilirlik için yalnızca gündeme ayak uydurmak ve reaktif yaklaşımlar sergilemek yeterli değildir. Şirketlerin odağı, kısa vadeli kârdan uzun vadeli etkiye, hissedar merkezli bir bakış açısından paydaş merkezli bir bakış açısına evrilmelidir. Bu değişim yalnızca şirketin faaliyetlerinin olumlu ve olumsuz sürdürülebilirlik etkilerini yönetmeyi değil, aynı zamanda şirketin geniş etki alanı için sorumluluk üstlenmesini de gerektirir. Sürdürülebilirliğe yönelik eylemlerde önceden hareket eden proaktif bir yaklaşımın öncüsü olan birkaç şirket var. Bu şirketler, geleneksel performans modellerini tamamen elden geçirerek ekosistemleri için liderlik rolü üstleniyor. Fakat bu örnekler, Küresel Sürdürülebilirlik Liderleri (KSL) arasında bile henüz yeterli sayıda değil.
Bulunduğunuz ekosistemi yönetmek, şirketin faaliyet gösterdiği çevre, toplum ve ağlara yönelik sorumluluk üstlenmeyi gerektirir. Çevre bilinci ise gelecek nesiller için doğal kaynakların devamlılığını sağlamak için su kaynaklarının veya biyolojik çeşitliliğin korunması anlamına gelir. Toplum bilinci, topluma yatırım yapmayı ve farkındalık, kampanyalar ve eğitimler yoluyla şirketin faaliyet gösterdiği ekosistemdeki paydaşları olumlu yönde etkilemesini kapsar. Yönetişim açısından bilinçli olmak ise iş ortamını iyileştirme konusunda sorumluluk üstlenmeyi içerir. Ekosistem sorumluluğu, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na yönelik etkiyi hızlandırmak için kamuda, özel sektörde ve toplum genelinde veya aynı sektördeki rakipler arasında alışılmışın dışında ortaklıklar kurmayı gerektirir.
Öneriler
- 1Hem şirketi hem de içinde bulunulan ekosistemi (çevre, toplum, ortaklıklar) yönetin.
- 2İşlerin yürütülme biçiminde anlamlı bir değişim yaratmak için etki odaklı iş birliği ve ortaklıklar gerçekleştirin.
- 3Önemli olan unsurları tanımlamak için sektör içi iş birliklerine gidin, ölçüm ve raporlama sistemlerine yatırım yapın.
Bulgular
- Neredeyse tüm KSL’ler, ÇSY sonuçlarını paylaşıyor ve büyük çoğunluğu ÇSY hedeflerini açıklıyor (81%, 70% ve %86). Bu yılın sonuçlarını 2020 Sürdürülebilirlik Yönetişim Karnesi’yle kıyasladığımızda, sürdürülebilirlik ile ilgili hedef belirleme konusunda gelişme görünüyor.
- Şirketler, değer zinciri yerine ekosistem için sosyal ve yönetişim konularında sonuç paylaşımı ve hedef belirlemede ön sıralarda yer alıyor. Çevresel konularda ise tam tersi bir durum söz konusu. KSL’ler çevresel konularda daha çok değer zinciri için sonuçları ve hedefleri paylaşıyorlar.
Değer Zinciri için
- Almanya ve Amerika şirketleri, değer zinciri için hedef belirlemede ön sıralarda yer alıyor (%76 ve %63). En çok çevresel konularda, en az yönetişim konularında hedef belirleniyor. Değer zinciri için hedef belirlemede son sırada ise Çin yer alıyor (%8); Çin şirketlerinde değer zincirinde çevresel ve sosyal hedefler hiç belirlenmemiş.
- Gıda, Kimya ve Tüketim Ürünleri sektörlerindeki şirketlerin %60’tan fazlası değer zinciri için sonuçlarını paylaşıyor.
- UNGC imzacısı şirketler ve SASB raporlaması yapan şirketlerin paylaşım oranları daha yüksek (%69 ve %67). <IR> ve GRI raporlaması yapan şirketler Ç, S ve Y kategorilerinde daha düşük oranlara sahip.
Ekosistem için
- Almanya ve Amerika şirketlerinde oranlar en yüksekken (%68 ve %59), en düşük orana sahip ülke Türkiye (%21). Sosyal konuların ve Yönetişim konularının sorumluluğu, ekosistem açısından çevresel konulara göre daha çok benimsenmiş durumda. Sosyal ve Yönetişim ile ilişkili konularda hedefler en çok Almanya, Güney Afrika ve Amerika’daki şirketler tarafından benimseniyor.
- En yüksek oran Tüketim Ürünleri sektöründe (%77), bu sektörü Kimya takip ediyor (%67).
- “Amaçlar için İş birliği” hedefi en çok Tüketim Ürünleri ve Kimya sektöründeki şirketler tarafından benimseniyor (%60’tan fazla).
- İnisiyatifler bazında ekosistem için hedef belirleme oranı UNGC şirketlerinde daha yüksek (%65’ten fazla).
SKA’lar ile İlişkilendirme
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA’lar), 2030’a kadar dünya çapında sürdürülebilir kalkınma için belirlenmiş öncelikler ve amaçları temsil eder. SKA’ların amacı, dünya çapındaki sürdürülebilirlik çalışmalarını ortak hedefler çerçevesinde harekete geçirmektir. SKA’lar, sürdürülebilir bir geleceği hedefleyen ortak bir çerçeve olarak, 2015 yılında yaklaşık 200 ülke tarafından kabul edilmiştir. 2019 yılında ise dünya liderleri, SKA’lara yönelik kaydedilen ilerlemeyi değerlendirmek için yeniden toplandı. Bu toplantıda BM Genel Sekreteri, amaçlanandan daha az eylemin hayata geçtiğini ve amaç-eylem açığının ortadan kaldırmanın gerekliliğini vurguladı. 2030 yılında eğer SKA’lara ulaşmak istiyorsak, kurumların liderlik rolü üstlenip paydaşlarını harekete geçirmesi gerektiği açıkça görülüyor.
Sürdürülebilir bir gelecek için değişimin gerekliliği konusundaki farkındalık ve harekete geçme kararlılığı gün geçtikçe artıyor. Öte yandan hızlı hareket etmek ve ilerlemenin ölçeğini büyütmek gerekiyor. SKA’lar, işletmeler tarafından iş stratejilerini küresel önceliklerle ilişkilendirmek için bir araç olarak kullanılabilir. SKA’lar, gelecekte işletmelerin faaliyet göstereceği çevre ve sosyal yapı üzerinde önemli bir etkiye sahip. SKA’lar; insanlık ve dünyanın en az olumsuz ve en fazla olumlu etkiye maruz kalmasını amaçlayan çözüm ve teknolojilerin iş dünyası liderliğinde geliştirilmesi ve uygulanması için bir fırsat sunuyor.
Öneriler
- 1SKA’ları stratejilerle ilişkilendirin ve önceliklendirin.
- 2Sunduğunuz katkıyı ölçün.
- 3Etkiyi artırmak için az ama öz alana odaklanın.
- 4Spesifik olun –alt amaçlarla ilişkilendirin– tercihen hedefler seviyesinde.
- 5Hedef belirleyin ve kaydedilen ilerlemeyi ölçün.
- 6Eksikleri gidermek için bir eylem planı oluşturun ve bu planı paylaşın.
- 7Etki alanındaki ekosistemi düşünün.
- 8Hem sektör hem sistem düzeyinde etkiyi artırmak için ortaklıklar kurun.
Bulgular
SKA’lar, gelecekte işletmelerin faaliyet göstereceği çevre ve sosyal yapı üzerinde önemli bir etkiye sahip. Sürdürülebilirlik Yönetişim Karnesi; SKA’ların stratejiyle ilişkilendirilmesini, bu konuda elde edilen sonuçların paylaşılmasını ve SKA’lara yönelik spesifik hedeflerin belirlenmesini analiz ediyor.
- Geçen yıla kıyasla SKA’ları benimseme yönünde olumlu bir yönelim var, ancak özellikle sonuçların SKA’lar ile ilişkilendirilmesinde ve SKA’lara yönelik hedef belirlemede gelişime açık alanlar mevcut: SKA’lar ile bağlantı kurma, hem stratejide (%73’ten %86’ya), hem de sonuçlarda (%58’den %71’e) %13 oranında arttı. Şirketlerin SKA’lara yönelik hedef belirlemiş oranı ise %50.
- Geçen yıla benzer olarak bu yıl da hem strateji hem de sonuç ilişkilendirmesinde en fazla SKA 8 (%77, %66), SKA 13 (%78, %66) ve SKA 12 (%68, %54) benimseniyor. Bu SKA’lar, şirketlerin temel değer önermesiyle daha yakından ilgili hedefler.
- Benimsenen SKA’nın strateji ve sonuç ilişkilendirmesi arasındaki farkın en az olduğu SKA’lar; SKA 14: Sudaki Yaşam (%37, %28), SKA 11: Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar (%47, %38), SKA 16: Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar (%38, %29) ve SKA 5: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği (%66, %57).
- Benimsenen SKA’nın strateji ve sonuç ilişkilendirmesi arasındaki farkın en fazla olduğu SKA ise SKA 8: İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme (%77 ve %63). SKA 8 en çok benimsenen üç amaçtan birisi olmakla birlikte, SKA 8’in sonuç paylaşımı ve hedef belirlemede daha üst sıralarda yer alması gerekirdi.
- 2020 Sürdürülebilirlik Yönetişim Karnesi sonuçlarıyla karşılaştırıldığında, benimsenen SKA’nın strateji ve sonuç ilişkilendirmesinde en büyük artış olan SKA’lar; SKA 4: Nitelikli Eğitim, SKA 5: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, SKA 3: Sağlıklı ve Kaliteli Yaşam, SKA 16: Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar.
- Tüm sektörlerde şirketler, stratejilerini ortalama 10 SKA ile ilişkilendirirken, sonuçları ise 8 amaçla ilişkilendiriyor.
- Doğal Kaynaklar sektöründeki şirketler, stratejilerini 12 SKA ile; Kimya, Tüketim Ürünleri, Perakende, Gıda sektöründeki şirketler 10 SKA ile; Telekom, Otomotiv ve İlaç şirketleri ise 9 SKA ile ilişkilendiriyor. SKA ilişkilendirmesinde en düşük benimsenme oranı Makine & Ekipman sektöründe (tüm SKA’lar için %40), fakat bir önceki yılla kıyaslandığında yine de gelişme gösterdiği anlaşılıyor (2020 raporumuzda %30). Bu farklar, tüketiciye dönük sektörlerin küresel hedefler ve sürdürülebilirlik gündemine yönelik çalışma konusunda kamu duyarlılığından etkilendiğine işaret ederken, Makine ve Ekipman gibi işletmeden işletmeye (B2B) faaliyet gösteren sektörlerin, küresel hedefleri benimsemekte daha yavaş kaldığı gözleniyor.
- SKA 8, tüm sektörlerdeki şirketlerin yarısından fazlası tarafından benimseniyor. SKA 8’i, sırasıyla SKA 7, 5, 12 ve 13 takip ediyor. Bu SKA’lar, tüm sektördeki şirketlerin neredeyse tümü tarafından benimsenmiş (10 sektörden 9’unda şirketlerin %50’den fazlası tarafından)
- Makine & Ekipman sektöründeki şirketler bir önceki yıla göre gelişim gösterdi. Geçen yıl sektördeki şirketlerin %50’den fazlası herhangi bir SKA benimsemezken, bu yıl SKA 6, 7, 8 ve 9 sektördeki şirketlerin yarısından fazlası tarafından benimseniyor.
- Farklı sektörlerde bazı spesifik SKA’lar da %50'den yüksek oranda benimsenmiş: Kimya sektöründe SKA 12; Tüketim Ürünleri ve Gıda sektörlerinde SKA 13; Doğal Kaynaklar sektöründe SKA 3, 4, 5, 6, 8, 13, 15 ve 17; İlaç sektöründe SKA 3, 5 ve 13; Perakende sektöründe SKA 8, 12 ve 13; Telekom sektöründe SKA 4; Enerji Hizmetlerinde ise SKA 7, 8 ve 13.